Radyoloji ve Girişimsel Radyoloji
Tanı amaçlı kullanılan ses dalgaları, x ışınları ve diğer görüntüleme metotlarını kapsayan tıp dalıdır Radyoloji. Yüksek teknoloji ürünü gelişmiş radyolojik cihazları çatısı altında toplayan Radyoloji Bölümü, konusunda uzman hekimleri ve deneyimli yardımcı personeli ile hastalarımıza hizmet vermektedir.
Girişimsel Radyoloji
Radyoloji uzmanlarımız; genel radyoloji, ultrasonografi, doppler ultrasonografi, mamografi, manyetik rezonans görüntüleme, panoramik röntgen gibi diagnostik (tanısal) işlemlerin yanı sıra girişimsel işlemleri de gerçekleştirmektedir.
Radyoloji Bölümü’nde tüm radyolojik işlemler, modern ve ileri teknoloji ürünü cihazlarla; acil servis, poliklinik, yoğun bakım, ameliyathane ve yatan hasta bölümlerinin tümünde 7 gün 24 saat aralıksız yapılmaktadır. Tetkik sonuçları da en kısa sürede hazırlanmakta ve böylece hastalarımızın tanı ve tedavi süreci hızlandırılmaktadır.
Radyoloji Bölümü’nde Kullanılan Tanı ve Tedavi Cihazları:
-
Ultrasonografi (USG)
-
Doppler USG
-
Ayrıntılı gebelik USG
-
Mamografi
-
Tomografi
-
Magnetik Rezonanslı Görüntüleme (MRG)
-
Periferik Damarsal Anjiografi (stent balon)
-
Biyopsi (Akciğer, Karaciğer, Böbrek, Meme)
-
Safra Yolları İşlemleri
-
Kemik Dansitometri
ULTRASON (USG) (US)
Ultrasonda radyasyon kullanılmaz. Gebelerde ve bebeklerde rahatlıkla kullanılabilir. Cihazdan gönderilen ses dalgaları, hasta vücudundan yansıdıktan sonra yine aynı cihaz tarafından algılanır. Yansıma farklılıkları organdan organa değişir. Bu nedenle farklı yansımalar, farklı görüntüler verir. Normal yapılar içindeki bir tümör ya da kist, ses demetlerini farklı yansıttığı için farklı yapıda gözlenir ve tanı konulur.
Görüntü oluşturulması sırasında "prob" hasta vücudunda gezdirilirken, altında kalan bölümün kesit görüntüleri, hareketli organlar gibi ekranda kayar. US işlemi, ihtisasları süresince US eğitimini alan radyologlarca yapılmaktadır.
Ultrason çoğunlukla karaciğer, safra kesesi, pankreas, dalak, böbrekler, mesane, yumurtalıklar ve rahim gibi karın içi organların görüntülenmesi için kullanılır. Bununla birlikte ultrason vücudun tüm organlarını (Beyin,göz,akciğer,meme, kalça, testis ve prostat gibi) görüntülemek amacı ile kullanılabilir.
Ultrason çekilmesi için başvuran hastaların en sık şikâyeti karın ağrısıdır. Karaciğer ve dalak gibi karın içi organların büyümesi, safra kesesi ve böbrek taşları, apandisit, yumurtalık kistleri ve karın içindeki tümörler ultrason ile teşhis edilebilen hastalıklardan bazılarıdır.
Kadınlarda yumurtalık ve rahim karından incelenebileceği daha detaylı inceleme için vajene yerleştirilen özel bir prob kullanılabilir. Erkeklerde de prostat incelemesi karından yapılabileceği gibi detaylı inceleme makata yerleştirilen özel bir prob ile yapılır.
Karın içindeki organların ultrasonu için erişkinlerde hastanın 8-12 saat süre ile aç olması gerekir.1 aya kadar çocuklarda emzirme süresi kadar, 5 yaşına kadar çocuklarda 4 saatlik, 10 yaşına kadar olanlarda 6 saatlik açlık gereklidir. Ayrıca mesane, yumurtalıklar ve rahmin incelenmesi eğer karından yapılacaksa hastanın idrarına sıkışık olması gerekir. Bunun dışında başka bir hazırlık gerekmez.
MAMMOGRAFİ
Mammografi meme dokusunun röntgen ışınlarıyla görüntülenmesi işlemidir. Bu işlemde genel amaçlı radyoloji tüplerinde değişiklikler yapılarak, hastanın daha az radyasyon alması sağlanmaktadır.
Mammografi ile memenin değişik yönlerden görüntüleri alınır. Belli yaştan sonra tarama testi olarak, memede bir kitle ele geldiğinde ya da meme başında herhangi bir akıntı görüldüğünde, meme başının çekintiye uğramasında, meme derisindeki değişikliklerde, meme biyopsisinde lokalizasyon amacıyla kullanılabilir.
Kadınların 70 yaşına kadar yüzde 13'ünde meme kanseri riski bulunmaktadır. Meme kanseri erken teşhis edilmesi halinde büyük oranda tedavi edilebilmektedir. Mammografinin meme kanserinin erken teşhisinde bir tarama testi olarak önemi büyüktür.
Amerikan Kanser Derneği 40 yaşın üzerinde her yıl mammografi çekilmesini önermektedir.
DOPPLER ULTRASONOGRAFİ
Doppler Ultrasonografi yöntemi ile bir organın veya damarının kan akımı incelenmektedir. Kan akımının miktarı, akımı engelleyen yapı varlığı, akımın normal yönde olup olmadığı değerlendirilir. Akan kan, kırmızı ya da mavi renk şeklinde gözle görülebilir. Akan kanın miktarı ile ilgili ölçümler yapılabilir. Bu esnada cihazdan kalp atışlarına benzer sesler duyulur. Cihazın çalışma prensibi, sesin hareket eden yapılardan yansırken frekans değişikliği göstermesidir.
Doppler incelemeleri, normal ultrasonografi cihazları ile yapılır. Ancak bunlarda farklı bilgisayar donanımı mevcuttur.
-
Doppler Ultrasonografi ile:
-
Kol ve bacak damarları,
-
Karaciğeri besleyen damarlar
-
Böbreği besleyen damarlar
-
Boyun damarları
-
Gebelerde, anneye ve fetuse ait damarlar
-
Erkeklerde testisleri besleyen damarlar
-
Gözü besleyen damarlar;
-
Vücudun herhangi bir bölgesinde oluşan bir kitlenen damarlanması incelenebilir.
Doppler Ultrasonografi, Ultrasonografi gibi gibi radyasyon içermeyen bir tanı yöntemidir. Ultrason enerjisi (yüksek frekanslı ses) kullanılır. Gebelikte uygulanan Doppler incelemelerinin, çocuk doğduktan sonraki davranış ve okul başarısına olumsuz etkisi gösterilememiş, kansere neden olduğu konusunda bir bulgu bugüne kadar ortaya çıkmamıştır.
İnceleme sırasında damar içine ilaç verilmemektedir. Ancak, son yıllarda özellikle karın içindeki gaza bağlı veya herhangi bir nedenle net izlenemeyen damarların incelenmesinde; damarları daha ayrıntılı ortaya çıkaran ve herhangi bir yan etkisi olmayan ilaçlar da kullanılmaya başlanmıştır. Bunlara "ultrason kontrast maddesi" adı verilmektedir.
Kol ve bacak damarları
Atar ve toplar damarlardaki kireçlenme (damar sertliği) plaklarına bağlı oluşan darlık, pıhtı oluşumları ve toplar damarlarda yetmezlik (varisler) olup olmadığının saptanmasını sağlar. "Üst/alt ekstremite arteriyel ve/veya venöz Doppler" incelemesi adını alır.
Karaciğeri besleyen damarlar
Siroz v.b. hastalıklarda karaciğeri besleyen damarlarda meydana gelen değişiklikleri incelemek için kullanılır. "Portal Doppler" adını alır.
Böbreği besleyen damarlar
Diabet, hipertansiyon vb hastalıklarda böbreği besleyen damarların ne düzeyde etkilendiğini saptamak için kullanılır. "Renal Doppler" adını alır.
Boyun damarları
Boyunda, beyine giden ana atar damar ile dallarında kireçlenme plaklarına bağlı oluşan darlıkları ya da beynin arka kesimini besleyen damarların akım miktarını saptamak için kullanılır. "Karotis ve vertebral sistem Doppler" adını alır.
Gebelerde, anneye ve fetuse ait damarlar
Son adet tarihine göre gelişme geriliği şüphesi olan fetüslerde, hipertansiyonu olan gebelerde kan akımının hızı ve özelliği incelenerek olası anomaliler saptanır. "Obstetrik Doppler" adını alır.
Erkeklerde testisleri besleyen damarlar
Testisleri besleyen damarlarda meydana gelen düzensiz genişlemeler damarlardaki yetmezliğe bağlıdır ve erkeklerde kısırlığın önemli bir sebebidir. Bu damarlara yönelik yapılan incelemede toplar damarlardaki olası yetmezlik (varisler) saptanabilir. "Skrotal ya da testis Doppleri" adını alır.
Gözü besleyen damarlar
Diabet, hipertansiyon vb hastalıklarda göz damarlarında meydana gelen değişikleri saptar. "Göz Doppleri" adını alır.
Vücudun herhangi bir bölgesinde oluşan bir kitlenen damarlanması
Bir kitleyi (tümör) besleyen damarların olup olmaması o kitlenin iyi huylu ya da kötü huylu olduğunu saptamada önemli bir kriterdir. Kitlenin çok kanlanması bu kitlenin habis özellik taşıdığının bir göstergesidir. "Kitleye yönelik Doppler" şeklinde adlandırılır.
BİLGİSAYARLI TOMOGRAFİ
Bilgisayarlı tomografi x-ışını (röntgen) kullanılarak vücudun incelenen bölgesinin kesitsel görüntüsünü oluşturmaya yönelik radyolojik teşhis yöntemidir.
Bilgisayarlı tomografi diğer x-ışın incelemelerine göre bazı avantajlara sahiptir. Özellikle organların, yumuşak doku ve kemiklerin şekil ve yerleşimini oldukça net gösterir.Ayrıca BT incelemeleri hastalıkların ayırıcı tanısını yaparak tedavi yöntemlerini değiştirmektedir.Diğer görüntüleme yöntemlerinden daha erken ve doğru şekilde birçok hastalığın teşhisini sağlamaktadır. Hastalıklar erken teşhis edildiğinde daha iyi tedavi edildiklerinden, BT bu üstün özellikleriyle doktorların birçok hayat kurtarmasına yardımcı olmuştur.
İnceleme rahatsızlık verici mi? Herhangi bir tehlikesi var mı?
İncelemenin kendisi tamamen ağrısızdır. İnceleme sırasında hastadan BT cihazının masasında hiç hareket etmeksizin yatması istenir. Yapılacak incelemenin türüne bağlı olarak hastaya kol damarlarından kontrast madde enjekte edilebileceği gibi kontrast madde içmesi de istenebilir. İncelemenin bu kısmı hasta için biraz rahatsızlık verici olabilir. Kontrast maddeler iyot içerdiği için bazı kişilerde alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Hastanın inceleme öncesinde teknisyen ya da radyoloğa bu tür maddelere karşı daha önce alerjik bir reaksiyon gösterip göstermediğini ve eğer varsa başka maddelere karşı alerjisini bildirmesi gerekir. Hastaya daha önceden yapılmış bir BT incelemesinde, İVP olarak adlandırılan böbrek incelemesinde veya anjiografi sırasında kontrast madde verilmiş olabilir. BT cihazları X ışınlarını kullanır. Hastanın güvenliği için en iyi şekilde dizayn edilmiş olup inceleme sırasında maruz kalınan radyasyon miktarı gerekli en az düzeyde olacak şekilde imal edilmiştir. X ışınları anne karnında gelişmekte olan fetusa zarar verebileceğinden inceleme hazırlığına başlamadan evvel hasta hamilelik şüphesi varsa bu konuda doktora veya teknisyene bilgi vermelidir.
İncelemeye hazırlık için yapılması gerekenler nelerdir?
İncelemenin Yapılacağı Gün:
İnceleme gününde eğer aksi belirtilmezse randevu saatinden 4 saat önce başlamak üzere katı gıda yenmemelidir. Bununla birlikte kahve, çay, fazla katı olmayan çorbalar ve meyve suyu çok fazla olmamak kaydıyla içilebilir. Katı gıda alımının sınırlanması birçok tıbbi işlem öncesinde hastanın güvenliği için alınan bir önlemdir. Eğer inceleme abdomene yönelik yapılacaksa hastanın 12 saat aç kalması gerekmektedir. Bu inceleme için 3 gün önceden itibaren sıvı gıdalar alınmalıdır. Son gece müshil ve inceleme sabahı ise lavman yapılır. Ardından incelemenin 4 saat öncesinden itibaren kontrast madde içiren su içirilir.
MANYETİK REZONANS GÖRÜNTÜLEME (MRG) (MR)
MRG ağrısız ve x-ışını gibi zararlı olabilecek araçlar kullanmayan bir tanı tekniğidir. Hasta güçlü bir elektromagnet (mıknatıs) içeren bir silindirin içinde yatarken, vücuttaki hidrojen atomlarının enerji salmasına yol açan radyo dalgaları gönderilerek işlem gerçekleştirilir.
MRG incelemesi 20 ile 45 dakika arasında bir sürede tamamlanır. Sürenin değişkenliği incelenecek olan alanın yerine ve hastalık hakkında toplanması gereken bilgi miktarına bağlıdır.
MRG ile vücuttaki her organı incelemek mümkündür. Kafatasının içine bakıp beyin tümörü aramak, sinir kılıflarını inceleyip multiple skleroz bulgularını araştırmak, beyin kanaması ve eklem rahatsızlıklarını değerlendirmek gibi karışık ve zor işlemler gerçekleştirilebilir. Ayrıca kaslar, bağlar, kan damarları, kalp, karaciğer ve böbrek gibi organlar hastalık yönünden taranabilir. Gerektiğinde alerjik özellikleri çok az olan kontrast maddeler kullanılır. Ayrıca MRG beyin fonksiyonları da değerlendirebildiğinden dolayı, ruhsal bozuklukların incelenmesinde de kullanılabilir. Elde edilen görüntüleri değerlendiren bir radyolog doktor bilgisayar aracılığıyla ek bazı işlemler yaparak daha detaylı ve farklı bilgiler (3 boyutlu görüntüler, fonksiyonel görüntüler, biyokimyasal incelemeler-spektroskopi, anjiografi görüntüleri) elde edebilir.
Hangi durumlarda yapılmaz?
Bu üstün görüntüleme teknolojisinin kullanılamayacağı hastalar da vardır ki bunların başında vücudunda metal protez bulunanlar gelir çünkü MRG'nin mıknatısı bu metalleri yerinden oynatabilir. Bu gibi hastalar arasında kalp pili olanlar, beyin ameliyatı ile beyin damarlarına klips takılmış kişiler, metal kalp kapakçıkları olanlar ve iç kulak protezi olanlar yer alır. Eğer doktorunuz sizden MRG tetkiki isterse onu bu tür metallerin varlığından haberdar etmeyi unutmayın. Ayrıca kapalı yerlerde kalamayan hastalarda uygulanamamaktadır. Bu nedenle açık MR geliştirilmiş olup, bu tür hastalar bu cihazlarda görüntülenebilir.
GİRİŞİMSEL RADYOLOJİ
Girişimsel radyoloji işlemleri, radyolog doktor, radyoloji teknisyeni ve hemşireden oluşan ekip tarafından gerçekleştirilir. Bu sayede birçok alanda hastalar, genel anestezi ve cerrahi riskine girmeksizin tanı ve tedavi olanağı bulmuştur. Girişimsel radyoloji bölümünce gerçekleştirilen işlemler, tanı ve tedaviye yöneliktir. Tüm radyolojik girişimsel işlemler, ultrasonografi, bilgisayarlı tomografi, floroskopi gibi görüntüleme metodları eşliğinde gerçekleştirilir.
Genel olarak tüm radyolojik girşimsel işlemler için, işlemin bir gün öncesindeki gece yarısından sonra, alınması zorunlu ilaçlar dışında bir şey yenilip içilmemelidir. Eğer bir hastalık sebebiyle devamlı ilaç kullanımı ( özellikle kan sulandırıcı ilaçlar) gerekiyorsa işlemden önce ilgili hekime danışılmalıdır. Ayrıca kalp hastalığı ve yüksek tansiyonu olanların radyoloğu uyarması gerekir. İşlemden önce bazı kan tahlilleri istenir. Bunlar, işlem sırasında oluşabilecek yan etkilere karşı tedbir almak amacıyla yapılır. İşlem için gerekli bazı iğne ve yardımcı cihazlar da önceden reçeteye yazılarak, hastadan getirmesi istenir. Bazı girişimsel işlemlerde iltihap gelişmesi ihtimaline karşı antibiyotik kullanılabilir. Bu ya işlemden bir süre önce ya da işlem sırasında olur. Hangi yöntemin uygulanacağı önceden hastaya bildirilir ve reçeteye yazılır.
Radyolojik girişimsel işlemlerde; tansiyon ölçümü, damar yolu açılması, hastanın solunum ve dolaşım sistemlerinin takibi yapılır. Radyolog önceden elde edilmiş görüntüler üzerinde gerçekleştireceği işlemi planlar. Girişimsel işlem yapılacak bölge, temizliği takiben lokal anestetik maddeler ile uyuşturulur. Bu sırada hastanın bilinci açıktır ancak ağrı hissetmez.
Riskler: İncelemede başlıca riskler kanama gelişmesi ve lokal anestezik maddeye karşı alerji oluşmasıdır. Kanama riski için önceden kan tahlili yapılır. Kanama açısından riskli olanlara işlem yapılmaz veya mutlaka yapılması gerekiyorsa önceden bazı tedbirler alınır. Kan tahlilleri normal olan kişilerde kanama çok nadiren gelişir. İşlem sonrasında hastanın kontrol altında tutulmasının en belli başlı nedeni budur. Bu gözlem sırasında kanama gelişecek olursa radyologlar tarafından tedbir alınır.
Alerji ihtimaline karşı önceden hastanın bazı maddelere alerjisi olup olmadığı sorgulanır. Buna rağmen alerji gelişmesi durumunda, girişimsel radyoloji bölümünde hazır bulunan bazı ilaçlar ve oksijen ile hasta tedavi edilir.
Girişimsel işlemler:
Biyopsiler: Prostat, karaciğer, pankreas, akciğer, böbrek gibi organlardan veya bunların dışındaki tümöral oluşumlardan ultrason veya tomografi gibi olanaklar yardımıyla kesin tanıya ulaşılabilmesi parça alınması işlemidir. Parçalar uzun bir iğnenin istenen dokuya yerleştirilmesiyle alınır. Parça alımı ya 1-2 cm uzunluğunda ince doku şeklinde, ya da hücreler şeklindedir. İlkine "tru-cut" biyopsi, ikincisine "ince iğne aspirasyon biyopsisi" adı verilir. Alınan parçalar patoloji doktoru tarafından değerlendirilir. Değerlendirme süresi alınan parçaya ve dokuya göre 1 saat ile 5 gün arasındadır.
Sıvı drenajları: Görüntüleme eşliğinde özel iğneler ile cilt geçilerek, kist, apse gibi sıvı birikimlerinin boşaltılması ve buralara kateter yerleştirerek sürekli boşalmalarının sağlanması işlemidir. Bu yöntemle böbrek kistleri, kist hidatik gibi bir zamanlar ancak cerrahi yöntemlerle tedavi edilebilen hastalıklar, kolaylıkla ortadan kaldırılabilir.
Perkütan nefrostomiler: Böbrek ve idrar yollarının taş, kitle ve benzeri nedenlerle ani tıkanması durumlarında böbrek fonksiyonların korumak amacıyla ciltten böbreğe kateter yerleştirerek idrar akımının böbrekten dışarıdaki bir idrar torbasına devamlılığının sağlanmasıdır.
Biliyer drenaj: Floroskopi eşliğinde ciltten ve karaciğerden geçilerek, iğne yardımıyla safra yollarına girilir. Amaç karaciğer, safra yolu, pankreas ve onikiparmak bağırsağı kökenli tümörler nedeni ile tıkanmış ve genişlemiş olan safra yollarının safra akımının devamını sağlamak amacı ile açılması veya bypass edilmesidir. Bu nedenle safra yollarının açılması amacı ile tıkanma bölgesindeki safra yoluna metal boru şeklindeki stent denilen araç konularak safra kanalının açılması ve safra akımının devamlılığı sağlanır. Eğer bu işlem başarılamazsa safra akımının devamlılığı vücut dışındaki bir torbaya safra kanalına kateter yerleştirilerek gerçekleştirilir. Böylece hastanın genişlemiş safra yollarından kaynaklanan ağrısı, sarılığı ve kaşıntısı azalmış olur ve tedavi için zaman kazanılır.
Ablasyon işlemleri: İstenmeyen dokuları ortadan kaldırmak amacıyla uygulanan işlemlerdir. Görüntüleme eşliğinde kist veya tümör içine ilaç verilmesi veya radyofrekans dalgaları uygulanması sonucu zaman içinde bu bölgedeki hedeflenen hücreler ölecek ve normal vücut dokusu ile yer değiştireceklerdir. Karaciğer, prostat ve troid tümörlerinin tedavisinde sıklıkla kullanılmaktadır.